KURBAN

- Telegram
Arapça’da gerek maddî gerekse mânevî her türlü yakınlığı ve yakın olmayı kuşatacak bir anlam yelpazesine sahip olan kurbân kelimesi dinî terminolojide kendisiyle Allah’a yaklaşılan şeyi, özel olarak da Allah’a yakınlık sağlamak, yani ibadet (kurbet) amacıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.
Hemen hemen bütün dinlerde var olan kurban kesme veya kurban sunmanın tarihi geçmişi insanın yeryüzünde var oluşu ile başlar. Hz. Adem'in iki oğlu Habil ve Kabil'in Allah'a kurban takdim etmeleri Kur'an-ı Kerim'de var olan bir hakikattir.
Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat: Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine, “Andolsun seni öldüreceğim!” dedi. O da dedi ki: “Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder. (Maide, 5/27)
Yine İbrahim (a.s.)'ın Oğlu İsmail'i Allah'tan bir imtihan olarak kurban etmek için emir alması Kur'an'da genişçe anlatılır.
İbrahim: Rabbim! Bana iyilerden olacak bir evlât ver!” dedi.
Bunun üzerine kendisine akıllı ve iyi huylu bir erkek çocuğu olacağını müjdeledik. Çocuk, babasıyla beraber iş güç tutacak yaşa gelince babası ona, “Yavrucuğum” dedi, “Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm; düşün bakalım sen bu işe ne diyeceksin?” Dedi ki: “Babacığım! Sana buyurulanı yap; inşallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın.”
Her ikisi de (ilâhî buyruğa) teslim olunca ve babası onu yüzüstü yatırınca, “Ey İbrâhim!” diye ona seslendik; “Tamam, rüyanı gerçekleştirmiş oldun.” İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz.
Bu, kesinlikle apaçık bir imtihandı. Biz, (oğlunun canına) bedel olarak ona iri bir kurbanlık verdik.
Onun hakkında, “İbrâhim’e selâm olsun!” ifadesini sonradan gelen nesiller arasında devam ettirdik.Evet, iyileri işte böyle ödüllendiririz. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı, (Saffat, 37/101-111)
Kurban mü'minlerin Allah'a yaklaşma, onun rızasına ulaşma maksadıyla yerine getirdikleri bir ibadettir ve temel hedeflerinden biri ihtiyaç sahiplerini gözetmektir. Kurbanda aslolan niyettir. Bu hakikatler Kur'an'da şöyle ifade edilir: Biz o büyükbaş hayvanları da Allah’ın size nişânelerinden kıldık; sizin için onlarda nice yararlar vardır. Onlar (kesim için) sıraya dizildiklerinde üzerlerine Allah’ın adını anın, cansız halde yere serildiklerinde ise onlardan hem kendiniz yiyin hem de ihtiyacını gizleyen ve gizlemeyen yoksulları doyurun. İşte onları şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik. Onların ne etleri Allah’a ulaşır ne de kanları; O’na ulaşacak olan sadece sizin takvânızdır. İşte Allah onları sizin istifadenize verdi ki size doğru yolu göstermesinden ötürü O’nu tâzimle anasınız. İyilik yolunu tutanları müjdele! (Hac/22, 36,37)
Kurban dinen zengin olan kimselere vaciptir. Kesilen kurbanın eti ev haklı, misafirler ve ihtiyaç sahipleri ile birlikte tüketilir. Bu yönüyle kurban sosyal dayanışmaya katkı sağlayan önemli bir ibadettir. Kişi kurbanını kendisi Kesebileceği gibi vekalet yoluyla da kestirebilir. Türkiye Diyanet Vakfı olarak ülkemizde 81 il ve 922 ilçede ve dünyada 80 ülkede vekaletle kurban hizmeti yürütmekte, mazlum ve mağdurların sofralarına bir lokma tebessüm götürebilmek için gayret götürmekteyiz.
Bu satırları sizlere Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'in kurban kıssasının yaşandığı Mekke-i Mükerreme'den yazıyorum. Keseceğiniz kurbanların Allah'a yaklaşma vesilesi olmasını ve makbuliyete mazhar olmasını dilerken, bu bayramın Filistin'de bayramı bombalar altında korku ve gözyaşı içinde bekleyen mazlumaların acılarına merhem, sıkıntılatına çare olmasını; kana ve gözyaşına doymayan zalimlerin yeryüzünden temizlenmesine vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Bayramınız mübarek olsun.