BAYRAM DENİNCE...

- Telegram
Bayram denince aklıma, samimiyet gelir. Akraba ziyaretleri, yaprak sarması, şerbetli tatlı, çocuklar için harçlık ve bayram şekeri... Burnuma limon - tütün kolonyası kokusu, kulaklarıma sabah ezanı sesi ve hemen peşinden babaannemin namaza kalkarken çıkardığı hışırtı ve tıkırtı sesleri...
Var mı şimdilerde bu dediklerimi duyan, koklayan, yaşayan? Çok yok gibi sanki. Ne yazık ki çocuklarımıza da kalmadı! Yoksa bu sesleri , bu kokuları tükete tükete biz mi bitirdik? Çocuklarımıza da kalsa ne iyi olurdu halbuki! Ne yazık ki diyorum, çünkü onlar öylesine samimi, öylesine sevecen şeylerdi ki şimdi o hisleri yakalamak pek mümkün değil. İnsanlar samimiyetsiz, insanlar güvenilmez... E hal böyle olunca ne his kalıyor ne de haz! Keşke hepsini tüketmeseydik de çocuklarımız da bizim yaşadığımız hazları yaşasaydı bugün. Bir hafta önceden bayramlıklarını hazırlasalardı, ilk önce kimin kapısına şeker toplamaya gideceğini düşünselerdi... Sabah annesiyle kalkıp kahvaltı sofrasını hazırlamak için bir el atsaydı sonra da babasının namazdan gelmesini dört gözle bekleseydi. Şimdilerde herkes uykusuz, yatağa ve ekrana bağımlı. O yüzden gerçek haz nedir, bihaberler!
Umuyorum bu durum değişir, herkes gerçek hisleri yakalayabilir yeniden. Aslında bunu sağlamak bizim elimizde. Yeterince çocuklarımıza geleneklerimizi anlatıp yaşatsak, olması gerekeni olması gerektiği gibi tatlı-sert anlatarak harekete geçsek pek de zor olmayacak bu dediklerim. Çocuklarımıza her istediğini verip doyumsuzlaştıran bizleriz ve bunu değiştirmek de yine bizim elimizde. Lütfen sevgili ebeveyn! Bunu öncelikle çocuklarımıza anlatarak sonra da usulca yaşatarak ve yaşayarak öğretelim hep birlikte!
Herkese iyi bayramlar.

