Bir Yıl… Sadece Bir Gazetenin Değil, Bir Vicdanın Hikâyesi
- Telegram
Kıymetli okuyucularımız, değerli Göynük Gazetesi takipçileri,
Göynük gibi tarih kokan, kültürüyle nefes alan kadim bir ilçede; sadece haber yapan bir gazete değil, halkın sesi, vicdanın yankısı, gerçeğin aynası olma niyetiyle yola çıkalı tam bir yıl oldu.
Sizlerin desteğiyle büyüyen bu yolculukta bir kez daha gördük ki:
Gazete sadece kâğıt değildir.
Gazete, hafızadır.
Gazete, cesarettir.
Gazete, kamuoyudur.
Ve en önemlisi: Gazete, halkın hakkıdır.
“Basın” Demek, Sadece Haber Vermek Değildir
Biz bu bir yılda yalnızca doğru bilgiyi ulaştırmakla yetinmedik. Aynı zamanda sizden gelen sorunları, talepleri ve itirazları tarafsızca dile getirdik. Çünkü demokrasilerde basının rolü sadece olay anlatmak değil, sorgulamak, denetlemek ve hatırlatmaktır.
Bazen “rahatsızlık” verdik.
Bazen “neden sorguluyorsunuz?” dendi.
Bazen “sizin işiniz değil” diyenler oldu.
Ama biliyoruz ki, dördüncü kuvvet olmanın bedeli bazen alkış, bazen tepki, bazen de yalnızlıktır.
Dördüncü Kuvvet Ne Demektir?
Peki, gazetelerin bu denetleyici rolüne neden “dördüncü kuvvet” deniyor? İşte tarihsel kökeni: 18. yüzyılda, din adamları, aristokrasi ve ticaret burjuvazisinin belirlediği düzene bir ses daha katılır: gazeteler. Çünkü halk ilk kez kendi sesini duyurmaya başlar.
Zamanla bu ses o kadar büyür ki, yasama, yürütme ve yargının yanına bir güç daha eklenir: basın.
Bu güç, kamu yararını korumak, yanlışa “dur” demek, doğruyu savunmak için vardır.
Bu tarihsel sorumluluk, günümüz medyasının gücünü ve önemini anlamamız için kritik bir temel oluşturur.
Gerçek Güç: “Susmayan” Medyadır
Bugün medya, dünyanın bir ucunda yaşanan olayı saniyeler içinde evimize taşıyor. Sadece haber değil; eğitim, kültür, eğlence, bilinç ve kalkınma sağlıyor.
Bir ilçenin, bir şehrin hatta bir ülkenin gelişimi, iletişim kanallarının gücüyle doğru orantılıdır.
Bu nedenle yerel medya küçümsenemez. Çünkü yerelin sesi çıkmazsa, ülkenin vicdanı susar.
“Yalan Haber Yapıyorsunuz!” diyenlere…
Bizleri itibarsızlaştırmak isteyenler olmadı mı? Oldu.
“Yalancı basın”, “sahte haber” diyenler çıkmadı mı? Çıktı.
Değerlerimizi korumanın önemini bir örnekle daha iyi anlayabiliriz:
Doğan Cüceloğlu bir seminerde sahneye ekmek koyup, “Buna basacak var mı?” diye sorar. Kimse basmaz. Parayı artırır, kimse yine basmaz. Çünkü ekmek değerdir.
Cüceloğlu der ki: “İşte değerler eğitimi budur.”
Para vererek ekmek çiğnetemezsiniz…
Ama ne gariptir, bedavaya yalan söyleyen, iftira atan, dedikodu yapan çok.
Biz ekmeğe basmayız. Ama gerçeklere basanlara da izin vermeyiz.
Bu Gazete Neden Var?
Çünkü biz inanıyoruz:
Bir ilçenin geleceği, halkın doğru bilgiye ulaşmasıyla şekillenir.
Bir toplumun vicdanı, sorgulama cesaretiyle güçlenir.
Bir basın organı, halktan yana durduğunda anlam kazanır.
Biz, haberi sadece vermedik.
Hakkı savunduk.
Yanlışı gösterdik.
Doğruyu destekledik.
Ve en önemlisi… halkın yanında durmayı seçtik.
Teşekkür…
Bu bir yıllık süreçte bizi yalnız bırakmayan, arayıp bilgi veren, eleştiren, destek olan, “iyi ki varsınız” diyen bütün okuyucularımıza minnettarız.
Kapılarını açan kamu kurumlarına, emeği geçen çalışma arkadaşlarımıza, sesimize ses katan her bireye teşekkür ediyoruz.
Tüm bunlar ışığında, siz değerli okurlarımızla yeniden buluşma sözümüzü yineliyoruz:
Ve söz veriyoruz…
Yeni sayılarda, yeni yıllarda, yine cesaretle burada olacağız.
Çünkü biz sadece bir gazete değiliz…
Biz Göynük’ün hafızasıyız.
Biz kamuoyunun sesiyiz.
Ve siz var oldukça, biz susmayacağız.
Sevgiyle, saygıyla…
Elif SARIHAN
Göynük Gazetesi İmtiyaz Sahibi





















