Küçük Bir Sandalye (23 NİSAN)

- Telegram
Bazen bir sandalye anlatır her şeyi. Boyundan büyük hayaller kuran bir çocuğun, o sandalyeye uzanırken yüzünde beliren kararlılığı… İşte 23 Nisan da böyle bir şeydir aslında: Küçük ellerin büyük masalara uzandığı, çocukların ilk kez “ben de varım” dediği bir gün.
Her yıl aynı tarih gelir; takvimlerde sıradan bir sayı gibi görünür ama yüreğimizde bambaşka bir anlam taşır. Çünkü 23 Nisan, sadece bir bayram değil, bir devrimin hatırlatmasıdır. Tarihte bir milletin, “gelecek çocuklardır” diyerek belki de ilk kez çocuklara emanet ettiği bir koltuktur.
Ama bu yazı, o koltukta oturan çocuklardan değil, yere oturup hâlâ oraya ulaşmayı hayal edenlerden bahsetmek istiyor. Çünkü her çocuğun bayramı değil bu gün; hâlâ savaşların ortasında büyüyen, suya ulaşamayan, okul yüzü göremeyen, kardeşini sırtında taşıyan çocuklar var. Ve bu çocuklar için bayram, bir umut olmaktan öteye geçemiyor.
Bir çocuğun gözleri anlatır çoğu zaman suskunluğunu. Bayram günlerinde bile yüzü gülmeyen, elleri alkış tutmayı bilmeyen çocuklar var. Oysa onların da hakkı var çocuk olmaya, karnı tok, uykusu huzurlu, geleceği parlak bir hayat hayal etmeye. Çünkü çocuk olmak bir ayrıcalık değil, doğuştan gelen bir haktır.
23 Nisan, bir sandalye... Boş değil ama tamamlanmamış. Çünkü o sandalyede her çocuğun izi olmalı. Sadece süslenmiş sınıflarda şiir okuyanların değil; sokakta mendil satan, küçük yaşta işçi olan, kimliği bile olmayan çocukların da hakkı var o sandalyede. Gerçek bayram, o zaman kutlanacak.
Kimi zaman da o sandalye, sadece bir hayaldir. Küçük bir kızın okul yolunu izleyip de hiç varamadığı bir hayal. Bir çocuğun “büyüyünce doktor olacağım” dediği ama hastaneye yalnızca hasta olarak gidebildiği bir yolculuk. İşte o yüzden, 23 Nisan bir hatırlatma olmalı: Unuttuklarımızı, görmezden geldiklerimizi, alıştıklarımızı tekrar fark etme günü…
Belki bugün bir çocuğun elini tutmak, onun gözlerine bakarak “sen değerlisin” demek, bayramı gerçek kılar. Çünkü bir çocuğun umutla gülümsediği her an, bu dünyanın daha yaşanır bir yer olabileceğine inancımızı taze tutar.
23 Nisan bir sandalye... Her yıl biraz daha büyüyen ama hâlâ tamamlanmamış bir sandalye. Belki bir gün, tüm çocuklar eşit oturur o sandalyeye. Belki o zaman, biz de gerçekten kutlamış oluruz bu bayramı. Ve belki o zaman, büyüklerin dünyasında büyümek değil, çocukların dünyasını büyütmek olur hedefimiz. O zaman sizlere şu sözle veda etmek istiyorum:
Gülün çocuklar, dünya sizinle güzelleşiyor!