Umudun ve Neşenin Günü: 23 Nisan

- Telegram
23 Nisan, takvimdeki bir bayramdan çok daha fazlası bizler için… Hele ki Göynük gibi kökleri derin, insanı yürekli bir yerde yaşıyorsan… Bu günün anlamı çocukların yüzünde, sesinde, heyecanında gizlidir. O küçücük ellerde tuttukları bayraklarda, annesinin özenle ütülediği beyaz gömleği giyerken titreyen ellerinde… Başkadır bizim buralarda bayram yaşamak.
Köyde sabah erkenden başlar telaş. Okulun bahçesi biraz çamurluysa erkenden süpürülür, temizlenir; çiçek varsa kenarlara dizilir. Çocuklar sabahın serinliğinde ellerinde bayraklarla okul bahçesine yürürken arkalarında anneler, dedeler, ablalar olur. Herkes bir parça da olsa içinde o heyecanı taşır. Çünkü 23 Nisan demek, çocuk demek; çocuk demek, umut demek.
Köy okullarında kutlanan 23 Nisan, sade ama çok anlamlı olur. Belki süslü sahneler yoktur, rengârenk kostümler ya da gösterişli ses sistemleri olmaz. Ama o küçücük sınıflarda, eski sıraların arasında yapılan hazırlıklar; çocukların gözündeki heyecan her şeye bedeldir, her duyguya bedeldir. Öğretmen bir kenarda provaları izlerken çocuklar şiirlerini ezberlemeye çalışır. Kimi sesi titreyerek okur, kimi heyecandan unutur. Ama her biri o anın yıldızıdır. Çünkü içinde emek vardır, sevgi vardır, gerçek vardır.
Bir köy okulunda, kara tahtanın köşesine tebeşirle yazılmış “23 Nisan Kutlu Olsun” yazısı; bazen bir tören afişinden çok daha derin izler bırakır insanın kalbinde. O yazının altında bayrak sallayan, sesi çatallanarak İstiklâl Marşı’nı okuyan çocuk; bu memleketin geleceğine dair en sağlam umuttur.
23 Nisan, sadece büyük şehirlerin meydanlarında değil; Dedeler’deki, Ekinciler’deki, Kuyupınar’daki çocukların kalbinde de coşkuyla ve gururla kutlanır. Çünkü Atatürk bu bayramı yalnızca şehirde yaşayanlara değil, dağın başındaki köy okuluna yürüyerek giden Ayşe’ye, Mehmet’e, Ali’ye de armağan etti. O çocukların da bu ülkenin yarını olduğunu bilerek…
Göynük’te 23 Nisan biraz da komşuluğun, bir arada olmanın, dayanışmanın bayramıdır. Komşu teyzeler ceplerine sakladıkları şekerleri kutlamalar sonrasında çocuklara uzatır. Yaşlı amcalar okulun köşesinde ellerini bastonlarına dayamış izler töreni; kimi zaman gözlerinden bir damla süzülür sessizce. Çünkü bilirler… O çocuklar bu toprağın yarınıdır, geleceğidir. Ve bu bayram, sadece onların neşesi değil; bizim de geleceğe olan, ülkemize ve milletimize olan inancımızdır.
Benim kalbim her 23 Nisan’da o köy okulunda kalır: kara tahtanın kenarındaki bayrakta, okul bahçesindeki çocuk kahkahasında, minik bir çocuğun belki ilk defa hayatında bir sahneye çıkıp “Atam” diye başlayan şiirinde… Göynük’ün serin sabahında yankılanan çocuk sesleriyle ısınır içimiz.
Çocuklar, iyi ki varsınız. Bu bayram sizin.
Ve biz, siz varsanız umutluyuz.
Kutlu olsun bayramınız…
Yazıma, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözüyle son vermek istiyorum:
“Küçük hanımlar, küçük beyler…
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız.
Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizlersiniz.”
Sevgi ve saygılarımla,