Diploma Basmak Kolay, Onurlu Olmak Zor

- Telegram
Son zamanlarda herkesin dilinde, gündeminde bir laf var: "sahte diploma meselesi..."
Televizyonu aç, aynı haber. İnternete gir, aynı konu. Kahveye git, orada bile millet bunun dedikodusunu yapıyor. Haksız da değiller gibi. İnsan duyunca bir durup düşünüyor. Hele bir de çoluğu çocuğu okutan biriysen, için cız ediyor.
Kardeşim, şimdi biz yıllarca ne için okuduk, niye çalıştık? Çamurun içinde lastik botla okula giden, sobada ekmeği ısıtıp yiyen nesiliz biz. Sabah kör karanlıkta kalkıp okula giden çocuklarız. Sınavlardan geçtik, kalıp tekrar ettik. Az mı sıkıntı çektik bir dersten geçemedik diye?
Sonra biri çıkıyor, masa başında bilgisayardan bastırıyor diplomayı, hop! O da aynı ve eşit seninle. Hatta bazen senden bir adım önde. E nasıl olacak bu iş?
Düşünsene bir, hastaneye gittin. Karşında biri var, doktor diye oturuyor. Ama aslında ne tıp okumuş, ne staj yapmış, ne de hastayla nasıl konuşulur biliyor. Sahte diploma almış, geçmiş oraya. Sen canını emanet ediyorsun ona! Olabilir mi böyle bir şey?
Ya da öğretmen diye birini gönderiyorlar okula. Çocuklarımızı ona teslim ediyoruz. Ama o aslında öğretmen değil. Yalandan belgeyle "öğretmencilik" oynuyor. Yazık değil mi bu ülkenin çocuklarına?
Bu işin bahanesi yok. “iş bulamıyordu, mecbur kaldı” demek, bu rezilliği meşrulaştırmak olur. İş yoksa çare üretilir, ama sahtekârlık yapılmaz, omurgasız olunmaz, doğrudan ayrı kalınmaz, kalınmamalı.
Bir işin içinde emek yoksa, onun bereketi de olmaz. Hele ki sahte belgelerle rızık asla kazanılamaz. Kazanılıyorsa da, dönüp dolaşıp bir gün mutlaka elinde patlar.
Benim içimi yakan ne biliyor musunuz? Bu ülkede hakkıyla diploma alan, gecesini gündüzüne katıp okuyan, sabahlara kadar ders çalışan nice genç işsiz geziyor. Ama sahte belgeyle adam bir yere geliyor. İşte bu vicdansızlıktır. Adaletsizliktir. Bu, sadece hukuka karşı bir ihanet değil, topluma da ihanettir.
Sormazlar mı adama?
"O sahte belgeyle koltuğa oturdun da, gerçekten hakkınla sınansaydın, aynı yere gelebilir miydin?"
Mesele sadece diploma da değil aslında. Mesele dürüstlük. Mesele helal lokma.
Diploması olmayabilir insanın, ama onuru, emeği, alın teri varsa o adam değerlidir.
Sahte diplomayla yükselen biri varsa, bilin ki onun yükselişi de geçicidir.
Çünkü emeksiz kazanılan her şey, bir gün ya çürür ya da elinden kayıp gider, hayatın kanunu da böyledir.
Bana sorarsanız, bu işin çözümü belli. Daha fazla ve sıkı denetimler yapılmalı ve milletimiz de dikkat etmeli. Sahte iş yapan kim varsa, bedelini ödeyecek. Kimse “Ne olmuş yani, bir diploma işte” demeyecek. Çünkü bu “bir diploma” değil sadece. Bu, birilerinin yıllarını, hayallerini çalan bir hırsızlıktır.
Yazımı bitirirken tek bir şey söylemek istiyorum:
Gerçek diploma bir kâğıttan ibaret değil, bir ömürdür. Bu yüzden alın teri olmadan o kâğıdın da bir kıymeti yoktur.
Saygılarımla,