Çevreyolu Güzel, Peki ya Çevre?

- Telegram
Göynük’te uzun zamandır özlenen bir şeydi çevre yolu. Nihayet yapıldı, güzel de oldu. Trafiği biraz rahatlattı, araçlar artık şehrin içinden geçmek zorunda kalmıyor. Yol kenarındaki esnaf da biraz daha nefes aldı. Yol düzgün, kasis yok, konforlu bir sürüş deneyimi sunuyor. Gece geç saatlerde bile güvenli. Yani hizmet olarak on numara bir yol. Hakkını yememek lazım; yapanların ve emeği geçenlerin ellerine sağlık.
Ama…
Bu güzelim yol, ne yazık ki bazı sürücüler tarafından sanki yarış pistiymiş gibi kullanılmaya başlandı. Akşamları evde otururken camdan bakıyorsunuz: 5’er, 10’ar kişilik gruplar hâlinde motorla ya da arabayla gezen gençler var. Ama gezmek dediysek, sessiz sakin bir gezinti değil bu… Egzoz patlatmalı, yüksek sesli müzikli, kornalı… Sanki Göynük değil de İstanbul Bağdat Caddesi.
Konvoy yapan arabalar, egzoz bağırtan motosikletler… Bir de bu işin “drift” atanı var. Dönüyor, kaydırıyor, lastik yakıyor… Kimse kusura bakmasın ama bu yapılanlar ne cesaret ne de maharet. Bu, resmen gözü dönmüşlük. Çünkü burada çocuk var, yaşlı var, bebek var, hastası olan var… İşten gelip yorulmuş, gece kafasını yastığa koyup dinlenmek isteyen insanlar var. Ama bu mümkün olmuyor. Çünkü dışarıda, yüksek sesle müzik açıp eğlenen, saygısızca egzoz patlatan bir grup yüzünden Göynük’te akşamları huzur seviyesi maalesef düşmeye başladı.
Evet, yanlış okumadınız: Andavallar.
Buna daha kibar bir söz bulamıyorum. Çünkü bu yapılanın savunulacak hiçbir yanı yok. Eğlenmek başka, rahatsızlık vermek başka… Ve biz şu an eğlenceden değil, düpedüz terbiyesizlikten bahsediyoruz.
Kimse çıkıp da “Gençlik işte, ne olacak?” demesin. Gençlik böyle miydi? Önceki kuşaklar da gençti. Onlar da gezdi, dolaştı. Ama sokakta oynarken bile “sessiz konuş” denirdi. Şimdi gece 11’de mahalle aralarında egzoz sesiyle, müzikle yarış yapılıyor. Üstelik bu işi alışkanlık hâline getiren bir kitle var artık. Sanki bu yol onların. Sanki bu şehirde sadece onlar yaşıyor.
Oysa Göynük’ün en büyük zenginliği huzurudur. Büyükşehir karmaşasından kaçıp buraya gelenler; doğasıyla, tarihiyle, sakinliğiyle, insanıyla huzur bulmak için geliyor. Şimdi biz bu huzuru elimizle yok ediyoruz. Yapılan yol güzel olabilir… Ama çevresini çirkinleştiriyorsak, neye yarar?
Bu yazıyı okuyan bir genç arkadaşım varsa, özellikle sesleniyorum:
Eğlen ama saygılı ol. Gez ama adam gibi gez. Egzozla değil, terbiyenle fark yarat.
Çünkü senin eğlencen yüzünden bir yaşlı ninenin uykusu bölünüyorsa, işte o eğlence değil, bencilliktir.
Biz Göynük’ü çok seviyoruz. Her zaman da çok seveceğiz. Ama sevdiğimiz bu şehir, her geçen gün biraz daha gürültüye, duyarsızlığa, saygısızlığa teslim oluyor. Bunu durduracak olan yine bizleriz. Uyararak, sahip çıkarak, gerektiğinde “Yeter artık!” diyerek…
Çevre yolu güzel oldu. Ama çevresini güzelleştiremezsek, yazık olur o yola da, bu memlekete de, bu gençlere de.
Lütfen unutmayalım: Her şeyden önce saygıyı, sevgiyi, empatiyi elden bırakmayalım.
Ve en önemlisi: Kendi can güvenliğimiz ve başkalarının huzuru için trafik kurallarına uyalım.
Unutmayın, kurallar hepimizin güvenliği için var.
Bu şehir hepimizin…
Sevgilerimle,