Göynük Hava Yolları — 2. Bölüm
- Telegram
Hani derler ya, “hizmet bir vizyon işidir” diye…
Demek ki biz vizyonun çok üzerinde bir yerdeyiz.
Öyle ki, yollar bile bize erişemiyor.
Belki de Göynük;
“geçiş yolu” değil “geçiştirme yolu” olarak görülüyor.
Ne güzel değil mi?
Türkiye haritasında özel bir konum:
Her yerin yolu var, Göynük’ün hikâyesi var…
Ama hikâyelerle ev yapılmıyor.
Kiralar gökyüzünde, TOKİ yerin altında…
Siyasiler konuşuyor, halk susuyor, hayat devam ediyor.
Soruyorum:
Bir ilçe düşünün,
Tarihi var, kültürü var, değeri var…
Ama kıymeti yok.
Bu nasıl tezat, nasıl kader?
Göynük, sanki vitrinde unutulmuş bir eser gibi.
Tozu alınmış, ama sahiplenilmemiş.
Adı dillerde, kendisi kaderine terk.
Biz yine sabrediyoruz,
Hizmet bekleyen değil, hizmeti hatırlatan tarafta duruyoruz.
Birilerine göre “küçük” bir ilçe olabiliriz ama
Vefamız büyük, tarihimiz derin, insanımız onurlu.
Bugün yollarımız böyleyse,
Yarın çocuklarımız bize soracak:
“Baba, ilçeyi niye sadece kartpostallarda bıraktınız?”
Bizim de cevabımız hazır olsun:
“Evlat, biz istedik…
Ama kulaklar duymadı, gözler görmedi.”
Şimdi elektrik meselesi geliyor kapıya.
Bir gün ışıklarımızın da ‘tasarruf tedbiri’ diye kısılmasını duyarsak şaşırmayın.
Önce yollar gitti, sonra konutlar, sonra umutlar…
İnşallah sıra ışığımıza gelmez.
Ama biz yine de temennimizi eksik etmeyelim:
> Allah büyüklerimize akıl, bize de sabır versin.
Çünkü Göynük sabırsız değil…
Sadece unutulmuş.





















