Unutulan Aydınlanma: Köy Enstitüleri

Unutulan Aydınlanma: Köy Enstitüleri
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A+ A-

 

Bir zamanlar bu topraklarda umutla yeşeren bir aydınlanma hareketi vardı…
Adına Köy Enstitüleri dediler.
17 Nisan 1940’ta, yoksulluğun, cehaletin ve umutsuzluğun kol gezdiği köylerde, bir ışık yakıldı.
O ışığın adı üretken eğitim, o ışığın rengi emek ve alın teriydi.

Hasan Âli Yücel’in, İsmail Hakkı Tonguç’un öncülüğünde, köy çocukları için kurulan bu okullar, sadece okuma yazma öğreten yerler değildi; orada toprak işlenir, marangozluk yapılır, kitap okunur, türküler söylenirdi.
Bir tarafta saban, diğer tarafta kalem…
Bir elinde çekiç, diğerinde kitap tutan gençlerdi o enstitü çocukları.

Ama ne yazık ki, bu aydınlık yol uzun sürmedi.
Köy Enstitüleri 1954’te kapatıldı.
Aydınlanmanın meşalesi, siyasetin karanlık gölgesinde söndürüldü.

Bugün köyler yine sessiz…
Bir zamanlar bilgiyle, üretimle ve umutla dolup taşan o köyler, artık göçün, unutulmuşluğun ve ilgisizliğin adresi.
Oysa Köy Enstitüleri yaşasaydı, belki bugün Göynük’ün de, Anadolu’nun da sesi daha gür çıkacaktı.
Belki de hâlâ kendi toprağımızda üretmenin, kendi insanımıza güvenmenin gururunu yaşıyor olacaktık.

Ve şimdi, Göynük’ün yamaçlarında bir sessizlik dolaşıyor.
O sessizlik, belki de o günlerin çocuklarının sesidir…
Tarlada çalışan, elinde kitapla yürüyen, ışığın peşinde koşan o çocukların.
Bizler o sesi yeniden duymadıkça, ne toprağımız bereket bulur ne de geleceğimiz umutla dolar.
Belki de zamanı geldi dostum…
Köy Enstitülerinin ruhunu, yeniden hatırlamanın vakti.

Göynük Gazetesi'nde yayımlanan köşe yazıları, yazarlarının kişisel görüşlerini yansıtmaktadır.
Her köşe yazısı yalnızca yazarı sorumluluğundadır ve Göynük Gazetesi'nin kurumsal görüşünü temsil etmez.
Yazılarda dile getirilen fikir, eleştiri ve değerlendirmeler, düşünce özgürlüğü çerçevesinde yayımlanmaktadır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

2 yorum yapılmış

  • Aliya İzzetbegoviç (2 hafta önce)
    Malum çevrelerce gominist yetiştirdiği savıyla aleyhinde lobi yapılan Köy Enstitüleri eğer ilk günkü anlayışla devam ettirilebilseydi, Türkiye'nin en az battı denilen İskandinav ülkeleri ayarında olması büyük olasılıktı. Köy Enstitülerinde okuyup köylerine aydınlanmış olarak geri dönen gencecik fidanların, halkta yaratacağı aydınlanmadan korkan feodal toprak ağalarının ve onların yardakçısı siyasilerin yakasında olsun on parmağım...
    0
    0
    Yanıtla
  • Mehmet Yücel (2 hafta önce)
    Öncelikle tebrik ve teşekkür ederim bu konuyu yazdığınız için. Göynüğün deKöy enstitüsünden yetişmiş Abdullah Özalp,Abdullah Akgül, Osman Öztop gibi öğretmenleri vardı. Bu öğretmenler sayesinda köylerimizden bir çok memur ve eğitimli insan yetişmiştir. Bir örnek verirsem durum daha iyi anlaşılır. İlkokul bitirme sınavında benim coğrafya sorularımdan biri Fırat ve Dicle nehirlerinin Umman körfezine dökülmeden önce birleştikleri durumdaki adı nedir? hiç unutmam Şattül Arab. Bugünkü lise öğrencilerinin içinde bu cevabı verenler yüzde kaçtır acaba?
    %100
    %0
    Yanıtla