Doğa Kendi Halinde Güzeldir, Bozmayın!

- Telegram
Göynük’te gün geçmiyor ki bir gariplik, bir vurdumduymazlık yaşanmasın… Yıllardır söylüyoruz, “Göynük öksüz”, “Göynük yetim” diyoruz. Kurumlarımız tek tek kapandı. Mal müdürlüğü gitti, vergi dairesi gitti, hastanemiz sahipsiz kaldı. Çocuk doktoru istiyoruz, yok! Hastalarımız Bolu yollarında perişan oluyor, hayatını kaybediyor. Kimse duymuyor… Daha doğrusu duymak istemiyor!
Ama bir şeyi çok iyi duyuyorlar… O da bizim nefes aldığımız, huzur bulduğumuz, “doğal güzelliğimiz” dediğimiz yerlerin başına ne bela getirebiliriz, nasıl bozabiliriz derdi!
Şimdi de Çubuk Gölü’ne yol yapmak istiyorlarmış. Yol mu?
Doğanın bağrına beton dökmek ne demek? Yavrularını insanların olmadığı, sakin yerlerde büyüten hayvanları niye hesaba katmıyorsunuz? Bu gölün kıyısında oturup dinlenen, dua eden, huzur bulan insanların hakkını kim düşünüyor? Gölün doğallığını koruyun dediğimizde aklınıza ilk gelen “YOL” mu oldu?
Biz size “çevreyi temizleyin, çöpler toplanmıyor” dedik. “Tuvalet yok, gelen insan nasıl dursun, nasıl geri gelsin” dedik. “İki bank koyun, oturacak gölgelik yapın” dedik. Gidin görün, gölün hali içler acısı.
Ama siz başka yerdesiniz.
Buradan açık açık soruyoruz:
Siz hiç düşündünüz mü bu gölü göynüklü nasıl yaşar, nasıl korur?
Yoksa o masa başlarında çizilen kalın kalemli projelerin gölgesiyle mi karar alıyorsunuz?
Burası yapma göl değil. Burası bir şehir parkı değil. Burası Göynük’ün doğası. Ormanı yanarken ağlayan biziz, yolu bozulunca yürüyen biziz, hastası yolda kalan yine biziz. Yeter!
Doğaya elinizi uzatmadan önce bir durun! Bir kere olsun Göynüklüye sorun:
“Biz böyle bir şey yapacağız, ne dersiniz, ne düşünürsünüz?” diye…
Defteri, kalemi elinize alıp doğayı şekillendirmeyin. Şekillendirecekseniz önce Göynüklünün derdini yazın oraya. Yol değil, gölün ruhunu koruyacak çözümler arayın.
Biz hizmet istiyoruz.
Ama doğamızın katledilmesi pahasına değil!
Lütfen… Bir kez daha düşünün.
Çubuk Gölü’nün sessiz çığlığını duyun.
Yoksa yarın çok geç olacak…