Yaşasın 1 Mayıs!

- Telegram
Değerli okurlar,
Bugün takvimler 1 Mayıs’ı gösteriyor. Yani emekçinin, alın teriyle hayatı var eden insanın bayramını. Her yıl olduğu gibi bu yıl da bu anlamlı günü sadece bir kutlama olarak değil, bir yüzleşme ve hatırlama vesilesi olarak görmek gerektiğine inanıyorum.
1 Mayıs: Alın Teriyle Yazılmış Bir Tarihin Adıdır
En büyük güç, örgütlü güçtür.
1 Mayıs, sadece bir gün değildir.
O, emeğin tarihi, alın terinin şerefidir.
Sabahın köründe yollara düşen, çocuklarının rızkı için gecesini gündüzüne katan insanların bayramıdır.
Ancak 1 Mayıs yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda bir hatırlatmadır:
Emeğin kıymeti, onu sahiplenenle ölçülür.
Ve en büyük güç, örgütlü güçtür.
Sendika, bir çalışanın "Yalnız değilim" diyebilmesidir.
Hakkını ararken sırtında bir el, omzunda bir destek hissetmesidir.
Çünkü sendikasız işçi, dağınık bir kalabalık gibidir.
Ne kadar çok olursa olsun sesi yankı bulmaz, talebi karşılık görmez.
Ne yazık ki hâlâ bazı yerlerde sendika kelimesi fısıltıyla anılıyor.
Sendikaya üye olan işçi, işinden edilme korkusuyla başını öne eğiyor.
Oysa işçi olmak, sadece çalışmak değil; onurla, güvenle, adaletle yaşamak demektir.
1 Mayıs, bize bir gerçeği hatırlatıyor:
Bu ülkenin çarkları emekle dönüyor.
Her sektörde, her iş kolunda insanlar daha fazla çalışıp daha az kazanıyorsa…
Fazla mesai karşılıksız kalıyorsa…
Yasal haklar kâğıt üzerinde kalıyorsa…
O zaman bu düzen değişmelidir.
Ve bu değişim ancak birlikte mümkün olur.
Örgütlü işçi, güçlü işçidir.
Sendikalı toplum, sağlıklı toplumdur.
Unutmayalım:
Birlik olmadan dirlik olmaz.
Dayanışma olmadan adalet gelmez.
Bugün 1 Mayıs.
Emeğin bayramı.
Alın terinin, hakkın, adaletin günü.
Ama yarın da mücadele devam edecek.
Ve bu mücadele de, ancak örgütlü olursak başarıya ulaşaçak.
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın emek ve dayanışma!
Yaşasın örgütlü mücadele!