Deprem Gerçeği ve Bizim Sorumluluğumuz

- Telegram
Marmara Silivri açıklarında yaşanan son depremle birlikte, yine ekranlarda ve sosyal medyada birbirine zıt açıklamalar yapan bilim insanlarını izledik. Kimi “ben tahmin ettim” diyor, kimi diğerlerini küçümsüyor. Bu durum halkta büyük bir kafa karışıklığına neden oluyor. Adeta bir “korku imparatorluğu” kurulmuş durumda. Ve üzülerek söylemeliyim ki bu işin içinde bir rant kokusu da hissediliyor.
Gerçek Ne?
Gerçek şu: Biz bir deprem ülkesiyiz. Ne zaman, nerede ve hangi büyüklükte olacağı belli olmayan ama mutlaka olacak bir tehlike ile yaşıyoruz. Gölcük ve Düzce depremlerini yaşamış, 10 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli büyük felaketi henüz geride bırakmış bir ülkenin insanları olarak artık bahanelere yerimiz yok.
Peki Biz Ne Yapmalıyız?
Hazırlıklı olmalıyız.
Deprem çantalarımız evimizde hazır bulunmalı.
Çocuklarımızı deprem bilinciyle yetiştirmeliyiz.
Binalarımızı, yaşam alanlarımızı gözden geçirmeliyiz.
Unutmayalım: Deprem değil, ihmalkarlık öldürür.
Göynük Bu Gerçeğe Ne Kadar Hazır?
Ve sorulması gereken en önemli soru: Böyle bir büyük depremde Göynük ne yapacak? Hizmetin bile zor ulaştığı ilçemize yardım zamanında gelir mi, bilemeyiz. O yüzden biz, ilçe halkı olarak kendi imkânsızlıklarımızı imkâna çevirmeliyiz.
İlçemizde kurulan Deprem Arama Kurtarma Derneği bu anlamda çok değerli bir adım. Gelin, bu oluşuma sahip çıkalım. Üye olalım, gönüllü olalım, maddi ve manevi destek verelim. Çünkü yarın çok geç olabilir.
Son Söz
Deprem kaderimiz değil ama hazırlıksız yakalanmak bizim tercihimiz olur. Gelin birlikte önlem alalım, birlikte bilinçlenelim. Çünkü yarın, o taşların altında biz ya da sevdiklerimiz kalabilir.
Unutma, hizmet gibi yardım da gecikebilir. Ama biz gecikmeyelim.