BİR ASKER, BİR EMİR, BİR MİLLET

BİR ASKER, BİR EMİR, BİR MİLLET
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A+ A-

 

"Ömer, karargâha girmeden vur o haini!"
Tek bir cümle…
Ne bir eksik, ne bir fazla.
Ne emir verenin sesi titriyor, ne emri alanın kalbi… Çünkü onlar biliyor: Bu emrin sonunda şehadet var ve sonucunda bir halkın geleceği yeniden çizilecek.
Ve Ömer Halisdemir, gözünü bile kırpmadan uyguladı bu emri. 15 Temmuz gecesi, milletin göğsüne çökmek isteyen tanklara, uçaklara, ihanete karşı bir çift astsubay botunun toprağa kök salışıdır bu.

Hikâye çok sade ama destansı. Astsubay Başçavuş Ömer Halisdemir, sadece soyadı gibi halis bir emri değil, bu toprakların vicdanından yükselen sesi dinledi o gece. Tümgeneral Zekai Aksakallı'nın emri sonucu şekillenen o kader anı, sadece bir askeri değil, bir milletin onurunu kapsıyordu.
Yalnızdı belki emri yerine getirirken; ama arkasında 85 milyon vardı.
Karşısındaki generali indirdi; ardındaki halkı ayağa kaldırdı.

Kimilerine göre bir “iç mesele”ydi 15 Temmuz. Kimilerine göre kontrollüydü.
Geçiniz efendim…
O gece Gölbaşı’nda şehit olan özel harekatçı polislerin, hainlerin kontrolündeki F-16’lardan sıkılan mermilerle hayatını kaybeden insanların, Boğaziçi Köprüsü'nde tank paletleri altında ezilen delikanlıların hesabını hangi "kontrol" açıklar?
Milletin Meclisi bombalanırken “uçak sesi sandık” diyenlere, biz hâlâ “Vatan sağ olsun” diyebiliyorsak, mesele kapanmamıştır!

Doğan erkek çocuklara ve okullara, meydanlara onun adını vermek güzel de yıl dönümlerinde kuru kuruya anmakla yetinmek, Ömer Halisdemir'in sıktığı kurşunu da, bedenine saplanmış 30 hain mermiyi de boşa çıkarmaktır.
Çünkü 15 Temmuz sadece bir gece değil, bir süreçtir.
Ve evet, ilk kez efsane başkan Aziz Yıldırım’ın ağzından duyduğumuz gibi her gecenin sabahı olmaz… Ama 15 Temmuz sabahı; ihanetin karanlığını delip geçmiş bir milletin şafağıdır.

Son söz niyetine:
Bazıları hâlâ anlamamakta ısrar ediyor ya…
Olsun.
Biz biliyoruz.
O tetiğe basan parmak, bu halkın onurunu yere düşürmemiştir.
Ve bu ülke, Ömer Halisdemir gibi tertemiz evlatlar sayesinde hâlâ vatandır!

Yazarın Notu: Yeri geldi, söyleyeyim…

İzmir Adliyesi'nde yaşanan terör saldırısını engellemek için son kurşununa ve son nefesine kadar mücadele eden kahraman polis Fethi Sekin’i ve onun gibi nice isimsiz yiğidi her hatırlayışımda içim burkulur.

İnanıyorum ki; bu memleket, onların gösterdiği fedakârlıklarsayesinde bugün hâlâ ayakta.

Eğer bu vatan hâlâ ayakta ise, geceleri sokaklarımız hâlâ ışıklar içindeyse, adaletsizlikler karşısında hâlâ başımız dik durabiliyorsa, bu; tertemiz yüreklerin, gövdelerini siper edenlerin yüzü suyu hürmetinedir.

Onlar olmasaydı… Kim bilir ne olurduk?



 

Göynük Gazetesi'nde yayımlanan köşe yazıları, yazarlarının kişisel görüşlerini yansıtmaktadır.
Her köşe yazısı yalnızca yazarı sorumluluğundadır ve Göynük Gazetesi'nin kurumsal görüşünü temsil etmez.
Yazılarda dile getirilen fikir, eleştiri ve değerlendirmeler, düşünce özgürlüğü çerçevesinde yayımlanmaktadır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.